
Başlıksız.
3. ayın içindeyim bahaneler bulup ya hiçbir şey yazmayışımın.. Ana bahanem de hiçbir zaman kendimi ‘yeterince iyi’ hissetmemem yazmak konusunda. Takdir edilme ve beğenilme ve mükemmel olma isteğim nedenli hiçbir şey yazmıyorum.
Neredeyse her gece yastığa kafamı koyarken aklımda dolaşan onlarca cümle sabah kalktığımda ‘yeterince mükemmel’ olmadığı için vazgeçme ile sonuçlanıyor. Ve durum ortada! Bahaneler ve kaçışlar üreten bir zihin ve bunun arkasından koşturan bir Burcu!
Bu yazıyı sadece kendim için yazıyorum. Asla mükemmel hatta iyi bile olmayan bir yazı. Sadece yazmak için, yazabilmek için bilgisayarımı açtığım bir gece..
Ne yazdığımı, imla hatalarımı, yazım yanlışlarımı ve anlatım bozukluklarımı bile düzeltmeyeceğim. Hatta geriye bakıp, bir kere bile okumadan koyacağım bunu buraya. Ne zaman yeterince iyi olmadığını düşündüğüm bir fikir, konu ya da yazı olsa burayı okuyacak ve ‘Bundan da mı saçma?’ diye soracağım kendime.
Çünkü kendi zihnimin bana yarattığı bir çerçevenin içine sıkışma duygusu beni bu noktada fazlası ile rahatsız ediyor.
Bazı şeyler de kötü olsun be Burcu! İyi olmasın, yeterli olmasın, mükemmel olmasın hatta olmasın. Hiç olmasın. Benim de bazı şeyleri yapamama hakkım ve durumum var. Kendi yarattığım bu kalıplar nedenli adım atamamak ve zihnimde dolaşıp duran şeyleri eyleme dökememek beni daha da rahatsız ediyor. Olduğu kadar. Kötü. Yetersiz. İyi değil. Benim de böyle olabilme durumum var.
Aslında büyüdüğümüz çevre, aile, eğitim hayatımız ve yetiştirilme şekillerimiz sanırım bizleri bu noktaya getiriyor. Hep başarılı ol, en güçlü sen ol, dik ol, her zaman kendi paranı kazan, birey ol, aman en iyi notları sen al, A mı aldın A+ yok muydu. Yoktu!
Ben iyi olmak, en mükemmel olmak, beğenilmek ve takdir edilmek istemiyorum bu gece. Bu gece sadece kendim olmak ve mutlu olmak istiyorum!
Bu ilk adım olsun. Buna da hakkım var.
Kendim için.